Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
FALSE

Hover Effects

TRUE
TO-LEFT
HIDE_BLOG

Sayfalar

YaÅŸam Psikolojisi

{fbt_classic_header}

Header Ad

Son yazılar:

latest

Ads Place

Beyin için diş fırçaladığınız elinizi değiştirin!

Beyin ve hafızayı güçlendirecek üç tavsiye! Nüfusun yaşlanmasıyla beraber Alzheimer görülme sıklığının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Sult...

Beyin için diş fırçaladığınız elinizi değiştirin!


Beyin ve hafızayı güçlendirecek üç tavsiye!

Nüfusun yaşlanmasıyla beraber Alzheimer görülme sıklığının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Sultan Tarlacı, sürekli öğrenme çabasının beyni genç tuttuğuna işaret ediyor. Prof. Dr. Sultan Tarlacı, beyin ve hafızayı güçlendirecek üç önemli tavsiyede bulundu: Her gün 10 dakika egzersiz yapmak, dişinizi fırçaladığınız elinizi birer hafta arayla değiştirmek ve öğrenme sürecini tetikleyecek kitaplar okumak.

21 Eylül, tüm dünyada ve ülkemizde Alzheimer hastalığının yıkıcı etkilerini azaltmak ve hastalığın erken dönemde tespit edilmesinin sağlanması amacıyla Dünya Alzheimer Günü olarak belirlendi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, Alzheimer hastalığı ile ilgili değerlendirme yaptı. Beyin ve hafıza geliştirmeye ilişkin tavsiyelerde bulundu.

Alzheimer hastalığının bilinmesinde toplumun yaÅŸlanmasının çok etkisi olduÄŸunu ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, toplum olarak  Alzheimer hastalığıyla ilgili farkındalığımızın arttığını, toplumun yaÅŸlanması nedeniyle hastalığın daha fazla duyulduÄŸuna dikkat çekti.

Kadınlarda daha sık görülüyor


Alzheimer sıklığının artışının en önemli nedeninin de yaÅŸ olduÄŸunu kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, "Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha sık görülmekle birlikte, 65 yaşındaki 100 kiÅŸiden 9-15'inde, 75 yaÅŸ grubundaki 100 kiÅŸiden 15-20'inde ve 85 yaÅŸ grubundaki 100 kiÅŸinin ise neredeyse 30-40'ında Alzheimer hastalığı ortaya çıkmaktadır. Bu yönüyle bakıldığında yaÅŸ Alzheimer hastalığı geliÅŸimi için en güçlü risk faktörüdür. Özellikle ileri yaÅŸla birlikte kiÅŸide kalp-damar hastalığı veya kafa çarpması (travma) hikayesi de var ise daha belirgin olarak ortaya çıkabilmektedir.” dedi.

Kötü ve olumsuz çevre şartlarına dikkat!


Bütün hastalıklar için günümüzde genetik bir neden tanımlandığını, Alzheimer için saf genetik nedenlerin %1'in de altında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, kötü ve olumsuz çevre şartlarının hastalık lehinde bir baskı oluşturduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Sultan Tarlacı, ÅŸunları söyledi: “Elbette hastalıkla ilgili tüm genleri bilmesek de bazı kiÅŸilerde çok erken yaÅŸta ortaya çıkmasından genetik nedenlerin sorumlu olduÄŸunu bilmekteyiz. Temel olarak bir hastalıkla ilgili genleri taşıyor olmanız, o hastalığa mutlaka yakalanacağınız anlamına gelmez. Ancak kötü ve olumsuz çevre ÅŸartları o hastalık lehinde bir baskı oluÅŸturur ise soydan gelen genetik eÄŸilimle de ikisi bir araya gelerek hastalığın ortaya çıkmasına neden olabilir. Çevresel baskı dediÄŸimiz, birçok ÅŸekilde olabilir.

Çevresel nedenler iyileştirilmeli


Bu beslenme şekli, travma, solunan kirli hava, kişide aynı zamanda başka hastalıkların da olması, eğitim seviyesinin düşük olması, bazı ilaçları geçmişte kullanıyor olmak, kaliteli yani çok kaynaktan ve çeşitlilikte beslenmemek, hobi-ilgi azlığı, egzersiz yapmamak, sigara-alkol alışkanlığı, tip II Diyabeti olmak, homosistein yüksekliği, şişmanlık, kan yağlarında ciddi yükseklik, kontrolsüz hipertansiyon, kronik depresyon gibi faktörlerin bir çoğu bu çevresel baskı unsurları içinde sayılabilir. Buradan da anlaşılacağı üzere, Alzheimer hastalığı genleri taşısanız da, çevresel kötü nedenleri iyileştirdiğinizde ya Alzheimer olmaz ya da olacak ise daha geç yaşta ve de daha hafif şiddette ortaya çıkmasını sağlarsınız."

Alzheimer’a karşı en önemli silah! 

Genetik etkiler dışında birçok risk faktörü için yapılabilecek müdahaleler bulunduğunu belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, "Riskleri kontrol altına almak ilk yapılması gereken girişimlerdendir. Erken aşamalarda, kişilerin eğitimlerinin yüksek olması ve sürekli bir öğrenme çabası içinde olması beyni genç tutar ve Alzheimer'a karşı en önemli silahtır. Okuma, oyun oynama, şarkı söyleme, bol seyehat bile tek başına önemlidir. Ek olarak aerobik egzersiz beyin kan ve oksijen kullanımını arttırır. İyi gelir" dedi.

Bu tavsiyelere kulak verin!


Prof. Dr. Sultan Tarlacı,  beyin ve hafıza geliÅŸtirmeye yönelik üç tane temel öneride bulundu:

Her gün 10 dakika egzersiz: Haftada her gün 10 dakika egzersiz yapmak gerek. ‘’Fiziksel egzersizin beyne ne yararı olabilir ki?’’ diye düşünebilirsiniz. Genelde bizler egzersizi bedensel saÄŸlık, bedensel iyilik halini artırmak için kullanırız ama egzersiz düzenli yapıldığı zaman beyin saÄŸlığı üzerinde de olumlu etkisi var. Hem hayvan deneylerinde hem de insanlar üzerinde yapılan çalışmalar üzerinde gösterilmiÅŸ egzersiz yani bacak ve vücut hareketinin olması beyin kan akımını artırıyor. 

Egzersiz şakak bölgesindeki kök hücreleri filizlendiriyor

Özellikle hafıza ve bellek beyin bölgemiz olan şakak beyin bölgemizde kök hücreler var. Egzersiz yapıldıkça kök hücrelerin orada filizlenerek yeni sinir hücrelerine dönmesinin oranı artıyor. Normal şekilde düzenli egzersiz yapıldığı zaman çok belirgin olarak beyin kan akımı %7 - %8 oranında artıyor. Kan akımı artışı demek, beyne daha çok oksijen gitmesi, beynin kendini daha çok yenilemesi ve hafıza belleğin daha güçlü olması demek. Bunun için herhangi bir basit egzersizi hafta boyunca düzenli olarak 10 dakika yaparsanız yararını mutlaka göreceksinizdir.

DiÅŸinizi diÄŸer elinizle fırçalayın: DiÄŸer bir önerimiz, her gün düzenli olarak hangi elinizle diÅŸlerinizi fırçalıyorsanız bir hafta boyunca bunun tersini yapmayı deneyin. Günlük yaÅŸamımızda devamlı olarak bir trans halindeyiz. Bütün iÅŸlerimizi bilinçdışı ve otomatik olarak yaparız. Kendinizi düşünün. Sabah uyandığınızda yüzünüzü yıkamaya, diÅŸlerinizi fırçalamaya lavaboya gidersiniz, kahvaltınızı hazırlar, arabanıza/servisinize biner iÅŸinize gidersiniz. 

Her şey otomatik sistem içerisinde olur ve burada düşünülecek çok bir şey yoktur. Her şey rutindir. Diş fırçalama da öyledir. Her gün dişlerinizi sağ elinizle fırçalıyorsanız, bir hafta boyunca sol elinizle fırçalamaya başlayın. Sol elinizle yaptığınız zaman beynin plastik yapısı gereği, beyninizin sağ yarım küresi çalışmaya başlayacak. Yani, bu düzeni bir haftalığına tersine çevirdiğinizde beyninizin diğer yarı küresini çalıştırmış olacaksınız. Peki, bunun neye yararı olabilir?

Öncelikle yaptığınız eylemlere farkındalığınızı artırır. Çünkü tersini yaptığınız için otomatik eylemin dışına çıkmanız, üst farkındalığınızın ortaya çıkmasını tetikler. 

Her gün öğrenme sürecini tetikleyecek kitap okuyun: Her gün düzenli olarak kitap okumak da bir baÅŸka öneridir. Bazen beÅŸ sayfa, bazen kitabın bir bölümü gibi ihtiyaca baÄŸlı olarak okunabilir. Köşe yazıları veyahut roman gibi kitaplardan söz etmiyorum. Öğrenme sürecinizi tetikleyecek, okurken yeni kavramları, yeni kelimeleri, yeni kiÅŸileri, yeni iliÅŸkileri, yeni problem çözme biçimlerini öğretecek kitapları okumanız lazım. DiÄŸer kitapları da tabii ki okuyabilirsiniz ama beyninizi tetikleyecek, beyninizi ışıldatacak, beyninizin ateÅŸlenmesini ve alevlenmesini saÄŸlayacak olan daima yeni ÅŸeylerdir. 

Tekrarlı, kişiyi zorlamayan şeyler beyinde iz bırakmıyor

Tekrarlı, sizleri zorlamayacak ÅŸeyler beyninizin üzerinde çok iz bırakmaz. ‘’Ben bu kitabı anlamam, bu kitabı kavrayamam’’ diye düşünmeyin. Bir ÅŸekilde bir noktasını kavrar, okudukça yeni kelimeler, kavramlar öğrenebilirsiniz. Sanat, felsefe gibi alanlarda yeni kiÅŸileri öğrenebilirsiniz. Yeni kiÅŸiler üzerinden baÅŸka kavramları da araÅŸtırmaya baÅŸlayıp zincir ÅŸeklinde ilerleyebilirsiniz. Bunun baÅŸlangıcı, sizi zorlayacak ya da sizin uyarımınızı artıracak kitapları okumak ve bunun için de hedef koymak. Her gün zamanınıza ve isteÄŸinize baÄŸlı olarak kitabı ne kadar okuyacağınızı belirlemek sizin inisiyatifinizde. 

✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Sorunlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.

Ads Place