HABERLER
latest
Tanıtım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tanıtım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Kasım 2023 Pazartesi

Saç Ekimi İçin Uygun Adaylar: Hangi Durumlarda Saç Ekimi Uygundur?

Saç Ekimi İçin Uygun Adaylar: Hangi Durumlarda Saç Ekimi Uygundur?

Saç ekimi son yıllarda birçok farklı teknikle uygulanabilen ve saç dökülmesi, saç kaybı gibi durumların tedavisinde kesin çözüm olan etkili bir cerrahi yöntemdir.

Saç ekimi son yıllarda birçok farklı teknikle uygulanabilen ve saç dökülmesi, saç kaybı gibi durumların tedavisinde kesin çözüm olan etkili bir cerrahi yöntemdir. Gelişen teknikler saç ekiminin çok daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebilmesine neden olmuştur. Özellikle de ülkemizde saç ekimi operasyonları oldukça başarılı şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Ancak saç ekimi operasyonları her aday için uygun bir yöntem değildir. Peki saç ekimine uygun adaylar kimlerdir? Eğer siz de saç ekimi yaptırmayı düşünüyorsanız ve bu işlem için uygun bir aday olup olmadığınızı merak ediyorsanız bu içerikte aradığınız tüm cevapları bulabilirsiniz.

Saç ekimi uygunluk kriterleri: Kimler saç ekimine uygun sayılır?

Saç ekimi operasyonları ancak uygun adaylara uygulandığında başarılı sonuçlar veren bir yöntemdir. Saç ekimi operasyonlarının bu operasyon için uygun olmayan kişilere uygulanması durumunda operasyonun başarı oranı düşük olacaktır. Bu nedenle de saç ekimi operasyonlarından önce kişinin saç ekimine uygun adaylar arasında olup olmadığı uzmanlar tarafından değerlendirilmelidir. Öncelikle saç dökülmesinin nedeni iyi şekilde araştırılmalı ve dökülme nedenleri vitamin, mineral destekleri ile ortadan kaldırılabiliyorsa bu tedavi yöntemleri denenmelidir. Ancak bu tür tedavilerin işe yaramadığı ve dökülmenin devam ettiği durumlarda saç ekim operasyonu gündeme getirilebilir. Günümüzde saç ekim operasyonu uygun şartlara sahip olana 20 yaş üzerindeki her bireye uygulanan bir yöntemdir. Bunun dışında da saç ekimine uygun adaylar belirli kriterlere sahip olmalıdır. Öncelikle saç dökülme düzeyinin erkek tipi saç dökülme düzeylerini belirleyen Norwood-Hamilton Ölçeğine göre belirli bir dereceye sahip olması gerekir. Ardından saç ekimi yapılacak bölgede saç dökülme sürecinin tamamlanmış veya sonuna gelinmiş olması önemlidir. Saç ekimi için saç köklerinin alınacağı donör bölgede yeterli miktarda saç bulunması da oldukça önemlidir. Son olarak saç ekimi için engel teşkil edecek herhangi bir hastalığa sahip değilseniz siz de saç ekimine uygun adaylar arasında yer alıyorsunuz demektir. Tüm bunların dışında yanık, travma ya da çeşitli cerrahi operasyonlar sonucunda saç kaybı yaşayan kişiler de saç ekimi yaptırabilirler.

Saç Ekimi İçin Uygun Adaylar: Hangi Durumlarda Saç Ekimi Uygundur?


Saç ekimi için ön değerlendirme: Aday seçiminde dikkate alınan faktörler

Saç ekimi için uygun bir aday olup olmadığınız başvurduğunuz merkezdeki uzman tarafından bir ön değerlendirme ile belirlenmektedir. Bu değerlendirmede birçok faktör dikkate alınır. Saç ekimine uygun adaylar genellikle Norwood-Hamilton ölçeğine göre en az 2. evrede bulunan kişilerdir. Aynı zamanda saç ekimi yapılacak kişinin ekim yapılacak bölgedeki saç dökülme sürecinin tamamlanmış olması gerekir. Bu nedenle de her ne kadar saç ekimi 20 yaşın üzerindeki hastalarda uygulanabilse de ideal yaş 30 sonrası olarak önerilmektedir. Saç ekimi için dikkate alınan bir diğer konu da saç ekimi yaptıracak kişilerde yeterli donör bölgenin var olmasıdır. Son olarak saç ekimi yaptıracak kişilerin herhangi kronik ya da saç ekimine engel olacak bir hastalığının bulunup bulunmadığı da operasyon öncesinde değerlendirilen kriterler arasında yer almaktadır. 

Saç ekimi risk grupları: Kimler daha dikkatli olmalıdır?

Saç ekimi doğru koşullar sağlandığında oldukça güvenli ve etkili bir operasyondur. Ancak bazı durumlarda saç ekimi yaptıracak kişilerin daha dikkatli olması gerekir. Kan sulandırıcı ilaç kullanan ve kalp hastalığı bulunan kişilerin operasyon öncesinde kesinlikle doktorları ile görüşerek operasyon için onay alması gerekmektedir. Aynı zamanda anesteziye karşı duyarlılığı olan yani alerjik reaksiyon gösterme ihtimali olan kişilerin de yine doktor kontrolünde bu operasyonu geçirmeleri önerilir. 

Saç ekimi yapılamayacak durumlar nelerdir?

Saç ekimi operasyonlarının kesinlikle uygulanamayacağı bazı durumlar da mevcuttur. Bunlardan ilk ve en önemli grup HIV ve Hepatit-C gibi bulaşıcı kan hastalığına sahip olan kişilerdir. Aynı zamanda 21 yaşından küçük olan, ergenliğini henüz tamamlamamış, donör alınamayacak kadar saç kaybı olan ya da doğuştan saçı olmayan, diyabet ve yüksek tansiyon hastası olan kişilere saç ekimi operasyonu uygulanmamaktadır.

Saç ekimi için uygun bir aday olup olmadığınızı belirlemek ve saç ekimi hakkında merak ettiğiniz tüm detayları uzmanlarından öğrenmek ve size en uygun saç ekim yöntemini belirlemek için gidebileceğiniz en doğru adres ise Anatolia Hair Clinic. Siz de saç ekimi konusunda güvenilir bir adres arıyorsanız hemen Anatolia Hair Clinic web sitesi üzerinden ya da telefon aracılığı ile randevunuzu alabilirsiniz. 

26 Ekim 2023 Perşembe

Kağıt Bazlı Ve Plastik Bazlı Etiketler Nerelerde Kullanılır?

Kağıt Bazlı Ve Plastik Bazlı Etiketler Nerelerde Kullanılır?
Mağazalarda veya satışa sunulan ürünlerin üzerindeki fiyatlandırmaların konumlandırılması için belirlenen etiketler bulunmaktadır. Elektronik teknik sistem kullanıldığı taktirde ise, farklı baskı yöntemleri ile etiketleme gerçekleştirilmektedir. Özellikle son yıllarda kayıt altına alınan ve sürekli olarak güncelleme gerçekleştirilen bu durumlarda, barkod etiketleri, teknik olarak büyük rol oynamaktadır. Genel fiyatlandırmalar ise, kağıt bazlı etiketler veya plastik bazlı etiketler sayesinde konumlandırılır.
 
 Kağıt Bazlı Barkod Etiketlere Örnekler Nelerdir?
 
 Öncelikli olarak adından da anlaşılacağı üzere, ham maddesini kağıt alaşımından alır. Dayanıklılık sınıfı orta derece olarak değerlendirilse dahi, genellikle profesyonel ve uzun zamanlı kullanılan, sürekli güncellemelerde ise genel olarak tercih edilen etiket seçeneklerinden biridir. Yapıları ise;
 
 - Kuşe,
 - Vellum
 - Eco Termal
 - Lamine Termal
 - Floresan Etiketler

 Örnek verilecek olursa sık tercih edilen etiketlerden başlıca olanlarıdır.
 
 1- Kuşe etiket;
 
  Hemen hemen satış gerçekleştiren her sektörde bulmak mümkündür. Etiketin yüzeyi kusursuz ve bir o kadar yapışkanı kuvvetli olan kuşe yapışkanlı etiket, genel olarak çıkarılması zor ve profesyonel baskı isteyen alanlarda bulunmaktadır. Ürünlerin üzerinde konumlandırılan bilgi veya fiyat içerikli sunumlar için bulundurulur. Maliyetinin uygun olması ile kullanılabilirliğini de arttırmaktadır. Kolay deforme olmayan yapısı ile güneşli veya nemli alanlarda dahi rahatlıkla kullanılması için tercih edilebilir.
 
 2- Vellum etiket;
 
  Üretim ve benzerlik alanında kuşe etiketle bir olan vellum, benzerliği ile kuşe etiketten ayrılması zor olsa da üzerindeki küçük delikler ile birbirinden kolaylıkla ayırt edilebilir. Yoğunlukta olarak spot ışıklarının ağır bastığı satış mağazalarında tercih edilebilir. Işıkların yoğun kullanıldığı alanlarda deliklerin yardımı ile barkod okuyucuların zaman kaybetmeden okumasına yardımcı olmaktadır. Dış yüzeyine baskılanan içerikleri kolaylıkla okunmasından dolayı tercih seçeneklerinin başında gelmektedir.
 
 3- Eco termal etiket;
 
  Ribon kullanılmadan baskı gerçekleştirilen etiket çeşitleri arasındadır. Kullanım ömürleri 6 ay ile sınırlı kalsa da en sık tercih edilen etiketler arasındadır. Kuşe ve vellum etiketten kalın bir yapıya sahip olsa da daha incedir ve ısı ya da neme maruz kalmaması gerekir.
 
 4- Lamine termal etiket;
 
  Hastanelerin ve bilgi içerikli ürünlerin üzerinde profesyonel baskı teknolojisi kullanılan net görünümlü rahatlıkla okunabilen etiket çeşididir.
 
 5- Floresan etiketler;
 
  Adından da anlaşıldığı üzere canlı ve oldukça net renklere sahip olan bir etikettir. Maliyeti yüksek olsa dahi sıklıkla tercih edilen ürünler arasındadır.
 
 Plastik Bazlı Etiketlerin Kullanım Alanları Nelerdir?
 
  Plastik bazlı etiketlerin en önemli özellikleri, kırılabilir yapıya sahip olmaması ve kolay bir şekilde esneme hareketlerinin uygulanmasıdır. En sık tercih edilen örnekleri;
 
 - Opak pp
 - Silvermat etiket
 - Mat pp
 - Şeffaf etiket
 Sık tercih edilen ve hemen hemen plastik bazlı etiket tercih edilen yerlerde en sık kullanılan etiketler dir.
 
 1) Opak Pp Etiket;
 
  Ortam şartlarına karşın dayanıklı ve uzun süreli kullanıma uygun olan bir etiket çeşididir. Yırtılmaya ve zarar görmeye karşı oldukça dayanıklı olan bu etiket çeşidi, maliyeti açısından kalitesine göre uygun rakamlarda bulunur. Özellikle yol şartlarında hiçbir şekilde özelliğini bozmayacak kimya, kozmetik, beyaz eşya alanlarında rahatlıkla tercih edilen etiket çeşididir.
 
 2) Silvermat;
 
  Stok kontrollerinin zorlanmadan yapılmasında büyük rol oynayan bu etiket çeşidinde, elektronik ürünlerin ağırlıklı olarak tercih alanı olması sayesinde stok kontrollerinde, sıfır hataya yer verilmektedir.
 
 3) Mat pp;
 
  Ağırlıkta olarak sıvı bazlı veya sıvının çok temas ettiği ürünlerde kullanılabilecek dayanıklı bir üründür.
 
 4) Şeffaf etiket;
 
  Ürünlerin transparan görünüm almasından ve iç kısmının da görünmesini sağlayacak etiket yapısına sahip, arma, marka ve diğer net fiyatlandırma baskısında rahatlıkla kullanılabilir.

25 Ekim 2023 Çarşamba

Dufold Etiketlerin Tanımı

Dufold Etiketlerin Tanımı
Dufold etiketleri, yapısı ve cinsi bakımından 200' ün üzerinde kategoriye bölebiliriz. Bu kategoriler yapışkanlı etiketler, kağıt cinsi ve yapışkanlık derecesi olarak ifade edebiliriz. Bu etiketlerin büyük oranı termal transfer barkod yazıcılarda uygun olarak üretilmiştir. Bu oranın dışında kalanlar ise özel etiketlerdir. Dufold etiketler, özel etiketler arasında yer almaktadır. Bu etiketler yüzeylerinde mürekkep tutabilme özelliğine sahiptir.
 
Bu etiketler için kullanılan bir başka adlandırma ise inkjet etiketler ismidir. Yüzeyleri itibariyle diğer etiketlerden ayrılmaktadır. Yüzeyinde bulunan sıvı mürekkebi içerisine hapsedebilir. Dufold etiketler, dağılma ya da akma yapmaz. Bu açıdan özel yüzeylere sahiptirler. Tüm bu özelliklerinden dolayı mali olarak diğer etiketlerden daha pahalıdır. 
 
Dufold Etiketlerin Özellikleri Nelerdir?
 
Dufold etiketlerin diğer etiketlerle ortak özellikleri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de üst yüzey ve alt taşıyıcısının birlikte üretilmesidir. Bu etiketlerin tamamı yapışkanlı bir yapıya sahiptir. Üst yüzeyine baskı yapılır, daha sonra alttaki pergaminden ayırarak istenilen yüzeye yapıştırılır. Yüksek yapışkanlı bir yapıya sahiptir. Dufold etiketler renkli barkod yazıcılarda kullanılmak üzere rulo şeklinde üretilebilmektedir. Bunun yanında A4 sayfa olarak da üretilebilen etiketlerdir. Yazıcıların çözünürlüğü arttıkça etiketlerin kalitesi de artmaktadır. 
 
Dufold Etiketleri Kendi Arasında 5 Sınıfta İncelenebilir
 
Kağıt Bazlı Dufold Etiketler: İki çeşidi vardır. Bunlar Kuşe Mat ve Kuşe Parlak' tır. Bu etiketler yapı olarak dayanıklı değildir. Yıpranma ve yırtılma gibi olumsuz durumlar karşısında dayanıklılığını koruyamamaktadır. Aynı zamanda suya karşı da dayanıksızdır. Yüzey olarak iki kategoriye ayrılmıştır. Mat veya Parlak yüzey olarak bilinir. İki yüzeyinde rengi beyazdır. 
 
Plastik Bazlı Dufold Etiketler: Üç çeşidi vardır. Bunlar; PP Mat, PP Parlak ve PP Şeffaf olarak bilinmektedir. Kağıt bazlı dufold etiketlerden farklı dayanıklı bir yapısı vardır. Bunun sebebi ise yapısında bulunan plastik malzemelerdir. Bu yüzden yırtılmaya ve suya dayanıklı bir yapıya sahiptir. Mat ve Parlak olan beyaz renklidir. Şeffaf olan ise saydam bir yapıya sahiptir. 
 
Tanınmış birçok marka yeni nesil bu dufold etiketleri tercih etmektedir. Bu barkod yazıcıların tamamı sıvı mürekkep ile renkli rulo etiket basan cihazlardır. Fiyat olarak da epey pahalıdır. Dufold etiketler, fiyat olarak diğer etiketlerden pahalıdır. Bunun sebebi üretildiği malzemenin işlevli ve dayanıklı bir yapıya sahip olmasından kaynaklanmaktadır.
 
Fiyat performans olarak değerlendirildiğinde ise dufold etiketlerin kullanılması daha makul görünmektedir. Kullanılan yazıcının çözünürlüğü ne kadar yüksek ise resimlerdeki kalite bir o kadar artmaktadır. Türkiye' de dufold etiketlerin satışını yapan online bazı satış mağazaları vardır. Burada isimleri maalesef verilemiyor. Sosyal ağlar aracılığıyla bu online mağazalara ulaşabilirsiniz. 
 
Dufold etiketlerinin kullanımı her açıdan olumlu kabul edilmektedir. Üretimi sırasında kullanılan malzemeler, doğa dostudur. Son yıllarda da görüldüğü gibi ülkemizde ve dünyamızda birçok farklı çevre sorunları ile karşılaşmaktayız. Kullandığımız maddelerin üretim şekli hangi malzemelerin kullanılmış olduğu bu noktada çok önemlidir.
 
Dufold etiketler, üretildiği malzemeler bakımından insan sağlığına zararı olmayan tam aksine çevre dostu olması sebebiyle de ilk sırada tercih edilecek ürünler arasındadır. Dufold etiketler, işlevselliği bakımından oldukça donanımlı bir yapıya sahiptir. Bu nedenle diğer etiket ürünlerinden ayrılmaktadır.

29 Ağustos 2023 Salı

Diyabetik ayak tedavisinin önemi

Diyabetik ayak tedavisinin önemi

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor

Diyabetik Ayak (DA), şeker hastalarının ayaklarında çıkan ve 2 haftadan daha uzun süre kapanmayan kronik yaralara verilen isimdir. Şeker hastalarının % 20-25’i hayatları boyunca bir kere de olsa bu durumla karşılaşmaktadır. Bu durum genellikle diyabetik ayak ülseri denilen ufak bir yara tarafından tetiklenmektedir. Şeker hastalığına bağlı ayak yada bacak kayıplarının % 85’i ayakta yada parmaklarda başlayan bu yaranın ilerlemesi yada geç tedavi edilmeye başlanması sonucu ortaya çıkmaktadır. Yine şeker hastalarının ampütasyon (uzuv kesilmesi ) riski şeker hastası olmayanlara göre 20-30 kat daha fazladır. Yine yapılan çalışmalar göstermiştir ki; şeker hastalığına bağlı dizaltı yada dizüstü uzuv kayıpları sonrası hastaların 5 yıllık yaşam oranı yaklaşık %30’dur. Tüm kanserlerin 5 yıl yaşam oranlarına bakıldığında ise 5 yıllık yaşam oranı ortalama % 50 civarındadır. Bu rakamlara bakarak şeker hastalarında oluşan diyabetik ayak yaraları kanserden daha ölümcül olduğu anlaşılmaktadır. Şeker hastalığına bağlı olarak bir bacağını kaybetmiş hastalarda 5 yıl içerisinde diğer bacakta da ampütasyon riski %25-65 gibi bir orana sahiptir. 


Şeker hastalarının %25’i hayatları boyunca en az bir kez ayak ülseri geliştirir. Bunların yarısı iltihap kapar ve maalesef %20 kadarı ampütasyona ilerler. Şeker hastalarının ayak yaralarında birden fazla mekanizma sorumludur.

1.Otonom ,duyusal ve motor nöropati (sinir tutulumu)
2.Anormal ayak mekanikleri
3.Yapısal ayak bozuklukları
4.Damar hastalığı
5.Travma
6.Uygunsuz ayakkabı kullanımı

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor
Ayaklarında şeker yarası olan hastaların % 35-50 sinde damar problemleri mevcuttur. Şeker hastalığına bağlı olmayan damar tıkanıklıklarında genellikle dizin üst kısmındaki damarlar tutulurken, şeker hastalığında genellikle dizin alt kısmındaki daha ince olan damarlarda problem mevcuttur. Buradaki damar çaplarının daha ince olması ve şeker hastalığının doğası gereği damar duvarında oluşan kireçlenmeler bu hastalığın tedavisini daha zor hale getirmektedir.

Burada bazen anlam kargaşası da yaşanmaktadır. Dizaltı damarların diğer damarlara göre daha ince yapıda olması nedeniyle hastanın mevcut durumu hastaya anlatılırken ‘kılcal damar tıkanıklığı’ olarak aktarılmaktadır. Bu doğru bir kavram değildir. Kılcal damar denilen yapılar, çapı çok daha küçük damar yapılarına verilen isimdir. Halbuki şeker hastalarında bu damarlarda da problem olmasına rağmen, asıl problem daha büyük çaplı damarlardadır ve bu durum tedavi edilebilmektedir. 

Nasıl ki kanser hastalarında erken tanı ve teşhis önemli ise aynı durum şeker hastalarının ayak yaraları için de geçerlidir. Erken tanı ve tedavi uzuv kayıplarını önlemektedir. Ancak hastaların sağlık kuruluşlarına geç başvurması ve tedavinin bir bütün olarak başlanmaması maalesef uzuv kayıplarına ve hatta yaşam kaybına neden olmaktadır.

Diyabetik ayak yaralarının tedavisine başlamadan önce mutlaka tam bir sistemik muayene gerekmektedir. Zira bu hastaların tüm sistem damarlarında problem olma riski mevcuttur. Bu da hastaların tedavi sürecinde kalp krizi ve inme gibi durumlarla karşılaşma riskini barındırmaktadır. Bunu önlemek amacıyla hastanın iyi sorgulanması ve ayrıntılı tetkiklerinin yapılması gereklidir. Yine bu hastalarda sadece yaranın değil tüm ayağın muayenesinin yapılması şarttır. 

Diyabetik ayak tedavisinin önemi

Bu hastalığın tedavisi esnasında yapılan en büyük hatalardan birisi ayağın dolaşımının değerlendirilmeden tedaviye başlanmasıdır. Yukarıda belirttiğim gibi bu hastaların neredeyse yarısında damarsal bir problem mevcuttur. Tüm hastalarıma verdiğim örneği burada da vermek istiyorum. Saksıya çiçek diktiyseniz, onu büyütmek ve yaşatmak için su vermek zorundasınız . Camın önüne koyup yağmur beklemezsiniz. Diyabetik ayak yaraları da kuru bir toprağa dikilen çiçeğe benzer. Yara bölgesinin kanlanmasını sağlarsanız hem daha hızlı hem de daha sağlıklı yara iyileşmesi sağlarsınız. Ancak, dolaşımın değerlendirilmesi yapılmadan siyahlaşan bir parmağın alınması yada iltihaplı dokuların debride edilmesi, kanlanmanın iyi olmadığı bir ayakta yeniden nekroz yani kangrenle sonuçlanacaktır. 

Diyabetik ayak hastalarının ayaklarındaki yara ya da iltihaplanma nedeniyle genellikle ağız yoluyla kullanılan antibiyotikler yada topikal kremler verilmektedir. Ancak hastalarda damar tıkanıklığı mevcut ise verilen antibiyotikler hedef dokuya yeterli miktarda ulaşmayacağı için çok fayda sağlamayacaktır. Hatta bağırsak florasının bozulmasına ve bu antibiyotiğe direnç gelişimine neden olacaktır.  Topikal antibiyotikli kremler ise sadece duyarlı mikropların bulunması durumunda fayda sağlayacak, hatta bazı durumlarda daha da zararlı olacaktır.  

Bu hastalarda hikaye genellikle şöyle gelişir. Hasta parmağındaki yara yada siyahlaşma ile bir sağlık kuruluşuna başvurur. Parmak alınır. Alınan bölgenin kan dolaşımı iyi değil ise o bölgede de kangren ve iltihaplanma gelişir. Daha sonra bu bölgede de iyileşme sağlanamadığı için daha büyük ampütasyonlara gerek duyulur ve bu genellikle dizaltı yada dizüstü ampütasyonlara kadar ilerler. Halbuki dolaşımın değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması ve uygun girişimlerin yapılması durumunda hastalar bu sıkıntılarla yüzleşmeme şansına sahiptir. 

Peki bu hastalarda tedavi nasıl olmalıdır ? Diyabetik ayak hastalarında tedavi kan şekerinin regülasyonu ile başlar. Yaranın kanlanmasının değerlendirilmesi, iyi değil ise gerekli görüntüleme yöntemleri ile bunun gösterilmesi ve gerektiği durumlarda bu damarlara gerekli müdahalenin yapılması gereklidir. Bunun yanında yaranın pansumanı, yaranın nemli tutulması, ölü dokuların temizlenmesi, yaranın iltihabi durumuna göre uygun antibiyotiklerin başlanması gereklidir. Tüm bunların ivedilikle yapılması hem uzuv hem de yaşam kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir.

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor
Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor


Tedavinin en önemli aşamalarından biri olan dolaşımdaki problemlerin saptanması kısmından sonra ne yapılacağına karar vermek te bir o kadar önemlidir. Hastalığın doğası gereği dizaltındaki nispeten ince damarları tuttuğunu söylemiştim. Yapılacak işlemler darlık yada tıkanıklık olmasına, tıkalı bölgelerin uzunluğuna, damarın genel görünümüne, lezyonların yerine göre değişmektedir. Ancak bu damarlara artarda müdahale şansınız maalesef bulunmamaktadır. Başlangıçta doğru müdahalenin yapılması çok ama çok önemlidir. Yapılan müdahalenin başarısız olması yada mevcut damarlara zarar vermesi durumunda sonuç bazen kaçınılmaz olabilmektedir. Bu tür tedavilerin olası bir problem yaşanması halinde bunu düzeltmek için yeterli tecrübeye sahip uzman ekipler tarafından yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde sonuç maalesef uzuv kaybıyla sonuçlanacaktır.

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor tedavileri: 

❇ Periferik Damar Cerrahisi 
❇ Kritik Bacak İskemisi 
❇ Diyabetik Ayak Tedavisi 
❇ Varis Tedavisi

12 Ağustos 2023 Cumartesi

Bina ve Site Yönetiminde Söz Sahibi Olmak Sizin de Hakkınız

Bina ve Site Yönetiminde Söz Sahibi Olmak Sizin de Hakkınız
Bina yönetimi işinin oldukça zor olduğunu herkes bilmektedir. Özellikle sistemin işleyişini bilmemek bu konuda sıkıntılı bir süreç ortaya çıkaracaktır. Ancak yönetim konusunda Emlak Yöneticim'den destek alabilirsiniz.

Bu destek profesyonel danışmanlık olarak sunulmaktadır. Yani bina ve site yönetiminin hukuka uygun ve eksiksiz olmasına olanak sağlanmaktadır. Böylelikle daha bilgili olarak yönetimi başarıyla sürdürme şansı elde edilmektedir. 

 Bina Yönetimini Doğru Şekilde Yapma Fırsatı 

Bina yönetimi için önemli görülen birçok kural vardır. Bunların eksiksiz yerine getirilmesi sonuçlara etki eder. Yani yanlış yapılanlar olumsuz sonuçlar verirken doğru yapılanlar ise olumlu sonuçlar doğurur. Ayrıca site yönetimi karmaşık gibi görülebilir. Küçük bir detayın bile önemli olacağını bilerek hareket edilmesi lazımdır 

Bina ve site yönetimi için yapılacaklar detaylı bir şekilde planlanır. Bu plan sistem dahilinde ortaya çıkacağı için rahatça hareket edilebilir. Yani kusursuz sistem size yapmanız gerekenleri kolaylıkla verecektir. Bununla birlikte muhasebe ve finansal yönetimin nasıl olması gerektiği de anlatılmaktadır. Bunlara bütçe yönetimi ve hukuki işlemlerde dahildir. 

Site Yönetiminde Bilinmesi Gerekenler 

Bina yönetimi sanıldığından daha zor bir iştir. Kişilerin bu konuda bilgili olmak yanında profesyonel hareket etmeleri gerekir. Aksi halde istenilen başarıya ulaşma şansı ortadan kalkar. Ayrıca site yönetimi yaparken aidat, borçlar ve bunlara benzer konularda dikkatli olmak lazımdır. Bundan dolayı danışmanlık almanın önem arz ettiği açıktır. 

Bina ve site yönetimi için işlerin belirli bir düzen etrafında gitmesi gerekir. Eksiklik veya yanlış yapılan her şey yönetimi güç duruma düşürür. Sonuç olarak bina ve site yönetiminde resmi bir altyapı vardır. Bunun için doğruyu bilerek hareket etmek tam anlamıyla kolaylık sağlayacaktır. 

7 Gün 24 Saat Kolay Erişim Şansı 

Bina yönetimi konusunda danışmanlık almanın her zaman mümkün olduğu görülmektedir. Çünkü erişim şansı 7/24 olarak devam eder. Böylelikle ihtiyaç anında hızlı erişim ile sorunlarınıza çözüm bulabilirsiniz. 

Günümüzde site yönetimi belirli kurallara göre ilerleyen bir unsur olarak bilinmektedir. Bunun için site yönetimini baştan savma yapmamak gerekir. Yapılacak olan her şeyde düzen ön planda olmalıdır. Buda ancak alınacak profesyonel bir destekle mümkün olacaktır. Ayrıca bina ve site yönetimi hususunda çok fazla merak edilen soru vardır. Bunları öğrenerek sorun yaşamanın önüne geçilebilmektedir. 

İstediğiniz zaman site ve bina yönetimine dair yardım alabilirsiniz. Üstelik iletişimin sağlıklı bir şekilde yapılmasına gayret edilmektedir. Aldığınız yardımın faydalarını site ve bina yönetiminde kısa sürede göreceğinize emin olabilirsiniz.

Daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak için tıklayınız.

5 Ağustos 2023 Cumartesi

Tüp Mide Ameliyatlarında Op.Dr. Mustafa Coşkun'un Başarı Hikayeleri

Tüp Mide Ameliyatlarında Op.Dr. Mustafa Coşkun'un Başarı Hikayeleri

Op.Dr. Mustafa Coşkun, obezite cerrahisi alanındaki başarısıyla tanınan bir isimdir. Obezite cerrahisi, hastaların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olan bir tedavi yöntemidir ve Coşkun, bu alandaki bilgi birikimi ve deneyimiyle bu tedaviyi başarıyla uygulamaktadır.

Coşkun'un en belirgin başarılarından biri, tüp mide ameliyatlarıdır. Tüp mide ameliyatı, obezite cerrahisi çerçevesinde uygulanan, mide hacminin azaltıldığı ve hastaların daha az yemek yiyerek doygunluk hissi yaşamasını sağlayan bir işlemdir. Op.Dr. Coşkun'un tüp mide ameliyatı uygulamaları, obezite cerrahisi alanında önemli bir ilerleme anlamına gelir ve hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır.

Coşkun'un tüp mide ameliyatı uygulamalarındaki başarısı, onun obezite cerrahisi konusundaki geniş bilgi birikimini ve deneyimini yansıtır. Obezite cerrahisi ve tüp mide ameliyatı, Coşkun'un hastalarına sunduğu güvenli ve etkili tedavi yöntemleridir. Bu tedavi yöntemleri, Coşkun'un sağlıklı bir yaşam sürdürme hedefine ulaşma çabalarını destekler ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirir.

Op.Dr. Mustafa Coşkun, tüp mide ameliyatları konusunda sürekli araştırmalar yapan bir isimdir. Obezite cerrahisi ve tüp mide ameliyatı uygulamaları, Coşkun'un bilgi birikimi ve deneyimini kullanarak hastalarının sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olur. Coşkun'un obezite cerrahisi ve tüp mide ameliyatı uygulamaları, hastaların yaşam kalitelerini iyileştirir ve onlara sağlıklı bir yaşam sürdürme fırsatı sunar. Bu fırsat, Coşkun'un güvenli ve etkili obezite cerrahisi ve tüp mide ameliyatı uygulamalarının merkezinde yer alır.

Coşkun'un başarısını detaylandırdığımızda, tüp mide ameliyatlarından sağlanan geri dönüşler özellikle dikkat çekiyor. Hastalar, ameliyat sonrası önemli ölçüde kilo verdiklerini ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürdüklerini rapor ediyorlar. Bu, Coşkun'un obezite cerrahisi ve tüp mide ameliyatlarındaki becerisini ve deneyimini açıkça gösteriyor.

Ayrıca, Op.Dr. Coşkun, obezite cerrahisi ve tüp mide ameliyatları konusunda hastalarına bilgi sağlama konusunda da istisnai bir beceri sergiliyor. Obezite cerrahisi ve tüp mide ameliyatları hakkında açık, anlaşılır ve kapsamlı bilgi sunarak, hastaların tedavi sürecini daha iyi anlamalarını ve ne bekleyeceklerini öğrenmelerini sağlıyor. Bu da hastaların tedavi sürecine daha fazla güven duymalarına yardımcı oluyor.

Sonuç olarak, Op.Dr. Mustafa Coşkun'un obezite cerrahisi ve tüp mide ameliyatlarındaki başarısı, onun bu alandaki bilgi birikimi, deneyimi ve hastalarına karşı gösterdiği saygı ve özeni açıkça gösteriyor. Bu başarının bir parçası, hastalarına sağlıklı bir yaşam sürdürme fırsatı sunan güvenli ve etkili tedavi yöntemleri sunmasıdır.