Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
FALSE

Hover Effects

TRUE
TO-LEFT
HIDE_BLOG

Sayfalar

YaÅŸam Psikolojisi

{fbt_classic_header}

Header Ad

Son yazılar:

latest

Ads Place

Türkiye’de her üç kiÅŸiden biri ruhsal bir sorunla baÅŸ etmeye çalışıyor

Pandemi, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunların yüzde 25 artmasıyla sonuçlandı. Günümüzde hem dünyanın hem de ülkemizin yaşadığı ekon...

Türkiye’de her üç kiÅŸiden biri ruhsal bir sorunla baÅŸ etmeye çalışıyor

Pandemi, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunların yüzde 25 artmasıyla sonuçlandı. Günümüzde hem dünyanın hem de ülkemizin yaÅŸadığı ekonomik ve toplumsal sorunlar da insanların güvenlik kaygılarını artırıp, refah seviyesini olumsuz etkiliyor. Dünya genelinde ruh saÄŸlığı sorunlarıyla baÅŸ etmeye çalışan insan sayısını 1 milyara yaklaÅŸtı. SaÄŸlık Bakanlığı’nın verilerine göre ise, Türkiye’de her üç kiÅŸiden biri ruhsal bir sorunla baÅŸ etmeye çalışıyor.

Buna karşılık, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde desteÄŸe ihtiyaç duyanların çok büyük bir kısmı psikolojik yardım almaktan uzak. Toplumun yüzde 75-80’i herhangi bir psikolojik destek almaktan yoksun iken, sadece yüzde 20-25’lik kısım bu hizmetlerden yararlanabiliyor.

Bu ihtiyaca dikkat çeken HiDoctor, “KonuÅŸmak Lazım” diyerek, psikolojik desteÄŸe eriÅŸimin insanın en temel ihtiyaçlarından biri olduÄŸunun altını çiziyor. HiDoctor kurumlara yönelik webinarlar, dijital içerikler, instagram canlı yayınları ile bu konuda farkındalık saÄŸlamaya ve ruh saÄŸlığının “temel bir insan hakkı” olduÄŸunu anlatmaya çalışıyor.

Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün geçtiÄŸimiz yıl açıkladığı rapora göre, pandemi nedeniyle depresyon ve anksiyete gibi zaten yaygın olan ruhsal sorunlar, yüzde 25’ten fazla artış gösterdi ve zaten ruhsal sorunlarla yaÅŸamaya çalışan neredeyse 1 milyar insanın üzerine eklendi. Buna karşılık özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, kiÅŸilerin yüzde 75-80’ine yakını ruhsal rahatsızlıkları için herhangi bir yardım alamıyor. Çünkü ülkelerin ruh saÄŸlığı hizmetleri için ayırabildiÄŸi kaynak miktarı toplam saÄŸlık bütçelerinin yalnızca yüzde 2’sini oluÅŸturuyor. Rapor, önlem alınmadığı taktirde gelecekte her dört kiÅŸiden birinin, ruhsal veya nörolojik bir rahatsızlıkla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

DSÖ, 1992 yılından bu yana 10 Ekim’in Dünya Ruh SaÄŸlığı Günü olarak belirleyip farkındalık oluÅŸturmaya çalışıyor. Dünya Ruh SaÄŸlığı Günü’nde “KonuÅŸmak Lazım” çaÄŸrısı yapan HiDoctor, saÄŸlıklı bir toplumun ancak ruhen ve bedenen saÄŸlıklı bireylerden oluÅŸabileceÄŸini, bu nedenle “psikolojik desteÄŸin kolaylıkla eriÅŸilebilir olması gerektiÄŸine dikkat çekiyor.  Dünya Ruh SaÄŸlığı Günü’ne özel olarak kurumlara yönelik webinarlar, ruh saÄŸlığının hayatın ne kadar merkezinde olduÄŸuna dikkat çeken dijital içerikler, herkesin katılabileceÄŸi instagram canlı yayınları ile ruh saÄŸlığının “temel bir insan hakkı” olduÄŸu farkındalığını oluÅŸturmaya çalışan platform, bu güne özel avantajlı online psikolog seansları da sunacak.

En temel ihtiyacımızın farkında mıyız? Konuşmak lazım

HiDoctor CEO’su Ahmet Bal, “Tam anlamıyla saÄŸlıklı olmanın yolu akıl ve beden saÄŸlığından yani esenlikten geçiyor. Nitekim stres, kaygı, depresyon gibi psikolojik sorunların bağışıklık sistemini zayıflattığı, bunun da kiÅŸiyi hastalıklara daha açık hale getirdiÄŸi, hatta diyabetten kalp hastalıklarına sindirim sistemi sorunlarından kansere pek çok hastalığın altında yatan neden olduÄŸu tıbbi olarak kanıtlanmış durumda. Oysa önce farkına varmak, konuÅŸmak ve bir uzmandan yardım istemek, iyi olmaya doÄŸru adım atmamızı saÄŸlayacak.  Psikolojik destek, aslında koruyucu sağlık uygulamalarının ilk adımını oluşturuyor” diyor.

Psikolojik destek hizmeti üst gelir grubunun hakkı gibi görülüyor

“Yapılan araÅŸtırmalar gösteriyor ki, akıl saÄŸlığına baÄŸlı olarak yaÅŸamdan verim alınmadan geçen yıllar, kanser hastalıkları ile aynı, nörolojik hastalıkların ise iki katı düzeyinde. Tam da bu noktada diyebiliriz ki, koruyucu saÄŸlık uygulamalarının ilk adımı psikolojik destektir.

Ahmet Bal, bu uygulamaların toplumsal düzeyde farkındalık saÄŸlaması ve daha fazla eriÅŸilebilir hale gelmesi, hem kurumlar hem bireyler için bir sosyal sorumluluk niteliÄŸi taşıyor. Zira, iyi hissetme hali günümüzde küresel boyutta bir ihtiyaç haline geldi. Ancak burada da “psikolojik destek” hizmetlerinin toplumun geneli için yüksek bütçeli, genellikle zaman ve mekana baÄŸlı bir hizmet olması eriÅŸilebilirlik anlamında en büyük bariyer olarak önümüze çıkıyor. Oysa bu hizmetlerin tabana yayılması, saÄŸlık harcamalarının da ciddi oranda azalmasını saÄŸlayacak” diye ekliyor.

Yıllık ekonomik kayıp 1 trilyon dolar

Ruh sağlığı sorunlarının kurumlar için de en büyük tehditlerden birini oluşturduğuna da işaret eden Ahmet Bal, şunları söylüyor:

“Dünya SaÄŸlık Örgütü, sadece depresyon ve anksiyete nedeniyle yılda tahmini olarak 12 milyar iÅŸ gücü kaybedildiÄŸini ve bu durumun küresel ekonomiye 1 trilyon dolara mal olduÄŸu açıklandı. SaÄŸlık Bakanlığı’nın Ruh ve Eylem Raporuna göre ise, Türkiye’de her 3 kiÅŸiden biri psikolojik desteÄŸe ihtiyaç duyuyor. Ancak iÅŸ hayatında ruhsal bir problemi dile getirmek hala tabu niteliÄŸinde. Çalışanlar büyük ölçüde yaftalanmaktan ve dışlanmaktan korkuyor. Oysa çalışan mutluluÄŸuna insan odaklı yatırım yapan ÅŸirketlerde çalışan baÄŸlılığının yüzde 63 daha yüksek, stres yönetiminin yüzde 74 daha baÅŸarılı ve üretkenlik artışının yüzde 53 daha fazla olduÄŸu gözlemlenmiÅŸ. Bireylerin akıl saÄŸlığının korunması için kurumlara büyük görevler düşüyor. Çünkü ancak kendini iyi hisseden bireyler kurumları sürdürülebilir kılabilir; toplumsal refaha ulaşmamızda kelebek etkisini yaratabilir. Burada en büyük sorumluluk da kurumlara düşüyor. İş hayatına insan odaklı bir perspektif getiren yani çalışan mutluğuna insan odaklı yatırım yapan şirketler kazanacaktır.”

HiDoctor, birey ve kurumlara özel terzi işi destek paketleri hazırlıyor

“Bireylerin yanı sıra kurumlara özel olarak verdiÄŸimiz bütüncül saÄŸlık hizmetleriyle, iÅŸ hayatına insan odaklı bir perspektif kazandırıyor, bireylerin mutluluÄŸunu destekliyoruz” diyen Bal, sektörlerin ve kurumların ihtiyacına yönelik terzi iÅŸi kurumsal esenlik paketlerini, en büyük çekince olan mahremiyet unsurunu da bertaraf eden bir teknolojik altyapıyla sunduklarını kaydediyor. Bal, çalışan mutluluÄŸuyla büyüyen ÅŸirketler için insana dokunan uygulamaların farkındalığını artırmak, birlikte tasarlamak ve hayata geçirmek için de kurumlara çaÄŸrı yapıyor. Bal, “Daha mutlu bireylerin çalıştığı kurumlar, bu mutluluğun yarattığı dalga ile iletişimi daha kuvvetli, daha verimli, kurumuna daha bağlı, motivasyonu ve performansı daha yüksek bir ortam haline gelecekler. Bu da kurumlarda daha pozitif bir kurum kültürü yaratacak, aynı zamanda performansı da ciddi anlamda artıracak” diye ekliyor.

✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Sorunlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.

Ads Place