Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
FALSE

Hover Effects

TRUE
TO-LEFT
HIDE_BLOG

Sayfalar

YaÅŸam Psikolojisi

{fbt_classic_header}

Header Ad

Son yazılar:

latest

Ads Place

Diyabetik ayak tedavisinin önemi

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor Diyabetik Ayak (DA), şeker hastalarının ayaklarında çıkan ve 2 haftadan daha uzun süre kapanmayan kronik yaralar...

Diyabetik ayak tedavisinin önemi

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor

Diyabetik Ayak (DA), ÅŸeker hastalarının ayaklarında çıkan ve 2 haftadan daha uzun süre kapanmayan kronik yaralara verilen isimdir. Åžeker hastalarının % 20-25’i hayatları boyunca bir kere de olsa bu durumla karşılaÅŸmaktadır. Bu durum genellikle diyabetik ayak ülseri denilen ufak bir yara tarafından tetiklenmektedir. Åžeker hastalığına baÄŸlı ayak yada bacak kayıplarının % 85’i ayakta yada parmaklarda baÅŸlayan bu yaranın ilerlemesi yada geç tedavi edilmeye baÅŸlanması sonucu ortaya çıkmaktadır. Yine ÅŸeker hastalarının ampütasyon (uzuv kesilmesi ) riski ÅŸeker hastası olmayanlara göre 20-30 kat daha fazladır. Yine yapılan çalışmalar göstermiÅŸtir ki; ÅŸeker hastalığına baÄŸlı dizaltı yada dizüstü uzuv kayıpları sonrası hastaların 5 yıllık yaÅŸam oranı yaklaşık %30’dur. Tüm kanserlerin 5 yıl yaÅŸam oranlarına bakıldığında ise 5 yıllık yaÅŸam oranı ortalama % 50 civarındadır. Bu rakamlara bakarak ÅŸeker hastalarında oluÅŸan diyabetik ayak yaraları kanserden daha ölümcül olduÄŸu anlaşılmaktadır. Åžeker hastalığına baÄŸlı olarak bir bacağını kaybetmiÅŸ hastalarda 5 yıl içerisinde diÄŸer bacakta da ampütasyon riski %25-65 gibi bir orana sahiptir. 


Åžeker hastalarının %25’i hayatları boyunca en az bir kez ayak ülseri geliÅŸtirir. Bunların yarısı iltihap kapar ve maalesef %20 kadarı ampütasyona ilerler. Åžeker hastalarının ayak yaralarında birden fazla mekanizma sorumludur.

1.Otonom ,duyusal ve motor nöropati (sinir tutulumu)
2.Anormal ayak mekanikleri
3.Yapısal ayak bozuklukları
4.Damar hastalığı
5.Travma
6.Uygunsuz ayakkabı kullanımı

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor
Ayaklarında şeker yarası olan hastaların % 35-50 sinde damar problemleri mevcuttur. Şeker hastalığına bağlı olmayan damar tıkanıklıklarında genellikle dizin üst kısmındaki damarlar tutulurken, şeker hastalığında genellikle dizin alt kısmındaki daha ince olan damarlarda problem mevcuttur. Buradaki damar çaplarının daha ince olması ve şeker hastalığının doğası gereği damar duvarında oluşan kireçlenmeler bu hastalığın tedavisini daha zor hale getirmektedir.

Burada bazen anlam kargaÅŸası da yaÅŸanmaktadır. Dizaltı damarların diÄŸer damarlara göre daha ince yapıda olması nedeniyle hastanın mevcut durumu hastaya anlatılırken ‘kılcal damar tıkanıklığı’ olarak aktarılmaktadır. Bu doÄŸru bir kavram deÄŸildir. Kılcal damar denilen yapılar, çapı çok daha küçük damar yapılarına verilen isimdir. Halbuki ÅŸeker hastalarında bu damarlarda da problem olmasına raÄŸmen, asıl problem daha büyük çaplı damarlardadır ve bu durum tedavi edilebilmektedir. 

Nasıl ki kanser hastalarında erken tanı ve teşhis önemli ise aynı durum şeker hastalarının ayak yaraları için de geçerlidir. Erken tanı ve tedavi uzuv kayıplarını önlemektedir. Ancak hastaların sağlık kuruluşlarına geç başvurması ve tedavinin bir bütün olarak başlanmaması maalesef uzuv kayıplarına ve hatta yaşam kaybına neden olmaktadır.

Diyabetik ayak yaralarının tedavisine baÅŸlamadan önce mutlaka tam bir sistemik muayene gerekmektedir. Zira bu hastaların tüm sistem damarlarında problem olma riski mevcuttur. Bu da hastaların tedavi sürecinde kalp krizi ve inme gibi durumlarla karşılaÅŸma riskini barındırmaktadır. Bunu önlemek amacıyla hastanın iyi sorgulanması ve ayrıntılı tetkiklerinin yapılması gereklidir. Yine bu hastalarda sadece yaranın deÄŸil tüm ayağın muayenesinin yapılması ÅŸarttır. 

Diyabetik ayak tedavisinin önemi

Bu hastalığın tedavisi esnasında yapılan en büyük hatalardan birisi ayağın dolaşımının deÄŸerlendirilmeden tedaviye baÅŸlanmasıdır. Yukarıda belirttiÄŸim gibi bu hastaların neredeyse yarısında damarsal bir problem mevcuttur. Tüm hastalarıma verdiÄŸim örneÄŸi burada da vermek istiyorum. Saksıya çiçek diktiyseniz, onu büyütmek ve yaÅŸatmak için su vermek zorundasınız . Camın önüne koyup yaÄŸmur beklemezsiniz. Diyabetik ayak yaraları da kuru bir topraÄŸa dikilen çiçeÄŸe benzer. Yara bölgesinin kanlanmasını saÄŸlarsanız hem daha hızlı hem de daha saÄŸlıklı yara iyileÅŸmesi saÄŸlarsınız. Ancak, dolaşımın deÄŸerlendirilmesi yapılmadan siyahlaÅŸan bir parmağın alınması yada iltihaplı dokuların debride edilmesi, kanlanmanın iyi olmadığı bir ayakta yeniden nekroz yani kangrenle sonuçlanacaktır. 

Diyabetik ayak hastalarının ayaklarındaki yara ya da iltihaplanma nedeniyle genellikle ağız yoluyla kullanılan antibiyotikler yada topikal kremler verilmektedir. Ancak hastalarda damar tıkanıklığı mevcut ise verilen antibiyotikler hedef dokuya yeterli miktarda ulaÅŸmayacağı için çok fayda saÄŸlamayacaktır. Hatta bağırsak florasının bozulmasına ve bu antibiyotiÄŸe direnç geliÅŸimine neden olacaktır.  Topikal antibiyotikli kremler ise sadece duyarlı mikropların bulunması durumunda fayda saÄŸlayacak, hatta bazı durumlarda daha da zararlı olacaktır.  

Bu hastalarda hikaye genellikle şöyle geliÅŸir. Hasta parmağındaki yara yada siyahlaÅŸma ile bir saÄŸlık kuruluÅŸuna baÅŸvurur. Parmak alınır. Alınan bölgenin kan dolaşımı iyi deÄŸil ise o bölgede de kangren ve iltihaplanma geliÅŸir. Daha sonra bu bölgede de iyileÅŸme saÄŸlanamadığı için daha büyük ampütasyonlara gerek duyulur ve bu genellikle dizaltı yada dizüstü ampütasyonlara kadar ilerler. Halbuki dolaşımın deÄŸerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması ve uygun giriÅŸimlerin yapılması durumunda hastalar bu sıkıntılarla yüzleÅŸmeme ÅŸansına sahiptir. 

Peki bu hastalarda tedavi nasıl olmalıdır ? Diyabetik ayak hastalarında tedavi kan ÅŸekerinin regülasyonu ile baÅŸlar. Yaranın kanlanmasının deÄŸerlendirilmesi, iyi deÄŸil ise gerekli görüntüleme yöntemleri ile bunun gösterilmesi ve gerektiÄŸi durumlarda bu damarlara gerekli müdahalenin yapılması gereklidir. Bunun yanında yaranın pansumanı, yaranın nemli tutulması, ölü dokuların temizlenmesi, yaranın iltihabi durumuna göre uygun antibiyotiklerin baÅŸlanması gereklidir. Tüm bunların ivedilikle yapılması hem uzuv hem de yaÅŸam kayıplarını önlemek açısından son derece önemlidir.

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor
Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor


Tedavinin en önemli aşamalarından biri olan dolaşımdaki problemlerin saptanması kısmından sonra ne yapılacağına karar vermek te bir o kadar önemlidir. Hastalığın doğası gereği dizaltındaki nispeten ince damarları tuttuğunu söylemiştim. Yapılacak işlemler darlık yada tıkanıklık olmasına, tıkalı bölgelerin uzunluğuna, damarın genel görünümüne, lezyonların yerine göre değişmektedir. Ancak bu damarlara artarda müdahale şansınız maalesef bulunmamaktadır. Başlangıçta doğru müdahalenin yapılması çok ama çok önemlidir. Yapılan müdahalenin başarısız olması yada mevcut damarlara zarar vermesi durumunda sonuç bazen kaçınılmaz olabilmektedir. Bu tür tedavilerin olası bir problem yaşanması halinde bunu düzeltmek için yeterli tecrübeye sahip uzman ekipler tarafından yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde sonuç maalesef uzuv kaybıyla sonuçlanacaktır.

Prof. Dr. Mustafa Hakan Zor tedavileri: 

❇ Periferik Damar Cerrahisi 
❇ Kritik Bacak Ä°skemisi 
❇ Diyabetik Ayak Tedavisi 
❇ Varis Tedavisi

✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Sorunlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.

Ads Place