Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
FALSE

Hover Effects

TRUE
TO-LEFT
HIDE_BLOG

Sayfalar

YaÅŸam Psikolojisi

{fbt_classic_header}

Header Ad

Son yazılar:

latest

Ads Place

Korku anında ‘Dur, Düşün, Eyleme Geç’ kuralı uygulanmalı

Krize önlem almak beceriye dönüşmeli Sıradışı bir olay karşısında yaşanılan korku vücudun stres tepkisi vermesine neden oluyor. Stres tepkis...

Krize önlem almak beceriye dönüşmeli

Krize önlem almak beceriye dönüşmeli


Sıradışı bir olay karşısında yaÅŸanılan korku vücudun stres tepkisi vermesine neden oluyor. Stres tepkisi de biyolojik bozulmalara sebep olabiliyor. Korkunun bulaşıcı olduÄŸunu ifade eden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Birisi korktuÄŸu zaman diÄŸerlerine de bulaşır. Korkulan bir durumla karşılaşıldığı ilk anda ‘dur, düşün, eyleme geç’ kuralı var. Korku, tehlike, krizdeki yaklaşım tarzı için bunu öneriyoruz. Ayrıca zihinsel hazırlık yapıldıktan sonra yüzleÅŸtirme ve sanal gerçeklik programları da kiÅŸilerin korkularını yenmesi için uygulanan tedavi yöntemleri arasında” ifadelerini kullandı.


Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanların yaşadığı korkular ve çözüm yöntemleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.


Az miktarda korku yararlıdır


Tehlikeye hazırlık olursa korkunun orantılı bir düzeyde kalacağını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Aslında az miktarda korku yararlı ama fazla orantısız korkular da kiÅŸinin elini kolunu baÄŸlar. Bu nedenle geliÅŸmenin önündeki en büyük engellerden biri korkulardır. ÖrneÄŸin bazı insanlarda yenilik korkusu vardır. Çok zeki oldukları halde yenilik korkusu nedeniyle kendi kontrol alanının dışına çıkmazlar. Korkular insanı etkiler” ifadelerini kullandı.


Ebeveynlerin paniği çocukları korkutuyor


Korku eÄŸitimi almalarının çocuklar için bir avantajı olduÄŸunu söyleyen Tarhan, “Ama genellikle anneye babaya bakıyorlar. Ebeveynler panikse onlar da korkmaya baÅŸlar çünkü çocuklar hayatı tanımıyor. Henüz neyin tehlikeli olduÄŸunu ayırt edebilme yeteneÄŸine sahip deÄŸiller. Gerçeklik algıları oluÅŸmamış. Hayatı öğreniyorlar ve deprem gibi olaylar onlara bir ÅŸeyler öğretmek için bir fırsat olarak kullanılabilir. Bu durum çocuk için hayatında unutulmaz bir ÅŸey” diye konuÅŸtu.


Önlem almak beceriye dönüşmeli


Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ‘Ä°zmir depreminin olduÄŸu tarih de 17 AÄŸustos gibi kolay kolay unutulmaz’ dedi ve “Önlem almanın bir beceri haline dönüşmesi lazım. Depremin ardından evi boÅŸaltıp hemen çadıra geçilseydi, ÅŸu anda da hala aynı ÅŸekilde davranılsaydı o travmayı soÄŸukkanlı karşılayan çocuk daha sonra korkmaya baÅŸlardı. O göçük altından çıkarılan çocuklar var çok rahatlar, hiç korku yok çocuklarda. Mesela 91 saatin sonunda enkazdan çıkarılan Ayda bebeÄŸin saÄŸlıklı olduÄŸunu gördük” ifadelerini kullandı.


Beyin kortizol ve endorfin salgılıyor


Beynin savunma mekanizması olduÄŸunu ve ÅŸok yaÅŸantılarda, ÅŸiddetli travmalarda aşırı kortizol salgıladığını söyleyen Tarhan, “Beyin kortizolle birlikte endorfin salgılıyor. Endorfin de aÄŸrı kesici, rahatlatıcı bir hormon. Onun etkisiyle beyin uyaranlara karşı koruma amaçlı olarak kendisini kapatıyor. Nasıl kolumuz kırılsa refleks olarak oynatamayız, aynı ÅŸekilde beyin de kendini bloke ediyor. Bu bir savunma mekanizması. Vücut doÄŸamızda yaratılan özel bir ÅŸey bu. Çocuk kendini tolere edebilmiÅŸ, nefes alabilmiÅŸ, susuzluÄŸa da dayanabilmiÅŸ. Bu biyolojik doÄŸamızda var. Böyle durumlarda beyin oksijen aldıktan sonra bedenimizi kendi haline bıraksak o daha dengeli olacak. Bedenimizi ve sinir sistemimizi kendimiz bozuyoruz” dedi.


Korku vücudun stres tepkisine neden oluyor


Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ‘Korku esnasında aÄŸzımız kurur, kalbimiz çarpar, tansiyonumuz düşer, rengimiz sararır ve nefesimiz hızlanır bayılıp kalırız’ dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:


“SavaÅŸ veya kaç tepkisi var. O anda kaç veya kendini savunmaya al, hareketsiz dur, bekle ÅŸeklinde tepkiler vermiÅŸ oluyoruz. Vücudu o anda fiziksel ve psikolojik olarak dağılmaktan koruyor. Bu vücudumuzun geliÅŸtirdiÄŸi saÄŸlıklı bir tepki. Tabi bu tepki uzun sürdüğü zaman sonucunda tansiyonu yükseltip damarları tıkayabilir, mide bağırsak kasılmalarına sebep olabilir. KronikleÅŸtiÄŸi zaman çeÅŸitli yumuÅŸak doku romatizmalarına yol açıyor. Kronik korkular ve stresler vardır. Korku vücudun stres tepkisine neden oluyor. Stres tepkisi de biyolojik bozulmalara sebep olabiliyor. Her organımızı beynimiz temsil ediyor. Beynimizin bir programı var. Biz bu programı bozduÄŸumuz zaman vücuttaki bütün kaslar açılıp kapanıyor ve vücutta deorganize bir çalışma ortaya çıkıyor. Bunun için vücudumuzu yönetmek gibi bizim kendi sinir sistemimizi soÄŸukkanlı bir ÅŸekilde yönetebilmemiz gerekiyor.”


Bazı korkuların genetik boyutu var


Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ‘Bir korku var bir de o korkudan korkmak var. Korku saÄŸlıklı bir duygu, kısa süreli tehlike anında kiÅŸiyi korur’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:


“Ä°nsanlarda yükseklik korkusu olmadığını düşünün, herkes apartmanlardan patır patır düşer. Yükseklik korkusu genetik olarak var. Mesela hayatında hiç yılan görmemiÅŸ birinin yılandan korkması da genetik bir korkudur. Bazı korkuların genetik boyutu var ama bazı korkular da öğrenilmiÅŸ korkulardır. Birisi bir korku, bir ÅŸok yaÅŸadığı zaman beyinde sözcük üreten bölgedeki devreler patlıyor. Orada aşırı kimyasal salgılanmasından dolayı bilgi akışı bozuluyor. KiÅŸi sözcük üretememeye baÅŸlıyor, dili tutuluyor. O kiÅŸiye sözcük üretmeyi yeni baÅŸtan öğretmiÅŸ oluyorsun ve yeniden öğreniyor. KiÅŸiyi reddedersen tedavisiz kalıyor. Makul sınırlardaki korkuları doÄŸal kabul etmek gerekiyor. Biz korku envanteri çıkarıyoruz, insanların korkuları ve o korkuların arkasında ne olduÄŸu araÅŸtırılıyor. Arka planında korkuya sebep olan çocukluk çağı travması var mı diye bakıyoruz.”


Kişi hazır olmadan korkularıyla yüzleştirilmemeli


Korkuları olan kiÅŸinin gerekli hazırlıklar yapılmadan korkularıyla yüzleÅŸtirilmemesi gerektiÄŸini belirten Tarhan, “ÖrneÄŸin yüzme korkusu varsa, suya at tarzındaki yaklaşım, zihinsel hazırlık yapıldıktan sonra olmalı. Zihinsel hazırlık yaptıktan ve eÄŸitimini aldıktan sonra ona raÄŸmen korkuyorsa böyle durumlarda yüzleÅŸme, ekspojur denilen metod güvenli bir ortamda uygulanıyor. Bununla ilgili özel simülasyon programları yapıldı. Yükseklik, böcek, açık alan ve toplumun karşısında konuÅŸma korkusunun tedavisinde sanal gerçeklik programları uygulanıyor. KiÅŸiye bir sanal gerçeklik gözlüğü takılıyor ve 3 boyutlu olarak korktuÄŸu ÅŸeyle aynı ortamda bulundurularak korkusu yenilmeye çalışılıyor. KiÅŸiler o ortamda gösterilenin gerçek olmadığını bildiÄŸi halde aşırı panik yaşıyorlar. Saçma, abartılı diyorlar ama yapıyorlar. Böylece duyarsızlaÅŸma çalışması yapılıyor” dedi.


Korku bulaşıcı özelliğe sahip


Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ‘Korkunun bulaşıcı özelliÄŸi var. Birisi korktuÄŸu zaman diÄŸerlerine de bulaşır’ dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:


“Korkulan bir durumla karşılaşıldığı ilk anda ‘dur, düşün, eyleme geç’ kuralı var. Yani bir durmak gerekir. Nedir? Ne deÄŸildir? Anlamak gerekiyor. Ondan sonra hemen hızlı bir plan yapılarak eyleme geçilebilir. Hiç düşünmeden eyleme geçen kiÅŸiler vardır. ÇocukluÄŸunda aceleci sabırsız, hiperaktif kiÅŸilerde düşünmeden eyleme geçme davranışı çok vardır, dürtüseldirler. Sonunu düşünmeden hareket ederler, akla ilk gelen ÅŸeyi yaparlar, en son duyduÄŸuna da hemen inanırlar. Bu kiÅŸiler korku anında çok etkilenen kiÅŸilerdir. Aslında ‘Dur, düşün, eyleme geç’ kuralı uygulandığı zaman daha az hata yaparlar. EÄŸer kontrol edebileceÄŸi bir ÅŸey ise üzerine gider, edemeyeceÄŸi bir ÅŸey ise mesela fırtına varsa bir köşeye geçip bitmesini bekler. Böyle durumlarda da korkunun üzerine gidilmez. Yangın çıktığı zaman ne yapılır? Ãœzerine dalamazsınız. Önce söndürüp daha sonra soÄŸutmak, sonrasında da sebebini araÅŸtırmak ve bir daha çıkmaması için neler yapılabilir bunları araÅŸtırmak gerekiyor. Korku, tehlike, krizdeki yaklaşım tarzı için bunu öneriyoruz. Ä°ÅŸe yarayan bir yöntemdir.”


Cenin pozisyonu insanın en rahat halidir


Anne karnını insanın hayatında sorunsuzluk dönemi olarak ifade eden Tarhan, “Cenin pozisyonu, anne karnındaki pozisyondur. Arapçada cenin kelimesi cennet kökünden geliyor. O, insanın en rahat halidir. Ondan sonra sorun baÅŸlıyor, korkuda ona doÄŸru döner insan. Ä°leri ÅŸizofrenlere baktığınızda evin bir köşesinde cenin pozisyonunda öylece dururlar. KorktuÄŸu zaman insanoÄŸlu bunu yapıyor. Ama krize hazırlık varsa dur, düşün dönemi daha kısa geçiyor” diye konuÅŸtu.


✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Sorunlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.

Ads Place